Merhabalar!
Geçtiğimiz ay, kendi alanımda (ELT-İngiliz Dili Eğitimi) yaptığım akademik bir çalışmayı sunmak üzere uluslararası olarak düzenlenen END-2017 Konferansı’nda, Lizbon’daydım. Ancak bu konuya derinlemesine giriş yapmadan önce, vize işlemlerimden uçak biletlerime, check-in’lerimden kalacağım otele kadar her şeyi ayrıntısıyla düşünerek, inceleyerek, araştırarak ve benimle daima irtibatta kalarak, bu seyahatimi en rahat şekilde geçirmeme yardımcı olan BOYVADAOĞLU SEYAHAT ACENTASI yetkilileri sevgili Salise-Gökbörü BOYVADAOĞLU çiftine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Her seyahatim, sizin sayenizde sorunsuz ve keyifli:)
***
Konferans benim için ne kadar önemliyse, o şehri görmek, kültürünü tanımak ve sizlerle paylaşmak da o kadar önemliydi. Bu yüzden kaldığım otel çalışanlarından rica ettim, bana bir rehber ayarladılar ve mutlaka görmem gereken yerlerle ilgili dolu dolu bir tur programı hazırladılar. MERCURE LISBOA ALMADA HOTEL, hem konumu, hem fiyatları, hem de güler yüzlü misafirperverlikleriyle benden tam not aldı. Otele dair bir dipnot düşeyim: Otelin sahibi Portekizli bir Müslümanmış. Otel içerisinde alkollü içecekler bulunmadığı gibi, mescit olarak da bir oda ayırmışlardı, sağ olsunlar. Çalışanları da o kadar iyilerdi ki, Ramazan Bayramımızda, resepsiyonda duran şeker kasesinden kocaman bir avuç alıp dağıtmak istediğimi söylediğimde gülümseyerek “hepsini alabilirsiniz” dediler:) Hepsini almadım tabi :)D
Bu 4 günlük turun ayrıntılarını 2 parça halinde yazıyor olacağım. Bu yazımda birkaç ana başlık verip diğerinde görülecek yerlerle ilgili ayrıntıları yazıyor olacağım. HADİ BAŞLAYALIM 😉
***
ULAŞIM: Lizbon’da ulaşım büyük bir sorun değil. Hem ulaşım araçlarının çeşitliliği hem de diğer Avrupa ülkelerine kıyasla ulaşımın daha ucuz olması işinizi kolaylaştırıyor. Şehirde otobüs, tramvay, tren, metro, taksi ve vapur kullanılıyor. Alacağınız biletleri yalnız bir taşıt için de alabilirsiniz, ya da tüm toplu taşıtları kapsayan biletler de alabilirsiniz. En az 5 en fazla 40 euro yükleyerek alabileceğiniz bu biletlere, akbile kontör yüklüyor gibi, bittikçe yükleme yapıp kullanabilirsiniz 😉 Bu biletler için gün ve saat sınırı yok. Tek binişlik ya da günlük alınan biletlerde ise, tek bir taşıtı, saat sınırıyla gün içerisinde birden fazla kez kullanabiliyorsunuz. Ben çoklu olanı tercih ettim ve 15 euro yükletmiştim. Ancak yetti 🙂 Birkaç kez taksi tercih ettim ve bir kez de trene ayrıca bilet aldım. Şehir merkezindeki keşifler için genelde yürümeyi tercih ettiğimden olsa gerek, ulaşım önemli bir gider oluşturmadı. Hem şehir merkezi o kadar güzel ki, taşıtlarla es geçip bu güzelliği heba etmek istemiyor insan 😉
Bir de şu her turistik büyük şehirde her merkezi noktada bulabileceğiniz hop-on/hop-off turlar var elbette 😉
YEME-İÇME: Bu konuda yazabileceğim çok bir şey yok aslında. Son 1 aydır etle arası bozulmuş birisi olarak yurtdışında hayatta kalma biçimim elbette ki makarna ve pizzaydı 😀
Makarna isteyince “siyah mı beyaz mı olsun?” diye soruyorlar ki bir Beşiktaşlıyı bir soru ancak bu kadar mutlu edebilir 🙂 Aradaki farkın sadece rengi olduğunu öğrenince sırf merakımdan siyah tercih ettim ve gördüm ki makarna konusunda gayet başarılılar;)
Şehir merkezindeki kalede, Zambeze Restaurant diye bir yer var. Muhteşem bir manzaraya eşlik eden şık bir mekan. Burada, sırf “bu tipik Portekiz yemeğidir, mutlaka denemelisin” diye ısrar ettikleri için bir kez (COD fish) mezgit balığı ve ahtapot salatası denedim, sunum harikaydı ama ben 2 çataldan fazla yiyemedim. Bir daha- nerenin özel yemeği olursa olsun- hayvan yemek yok 😀 Balığın yanında muhteşem bir kestane püresi vardı, tavsiyelerime mutlaka yazıyorum ve evde de kendim deneyeceğim mutlaka 😉
Bunun dışında olmazsa olmaz pasta-tatlıları , Portekiz’in yöresel tadı, “Pasteis De Nata” var ki, yanına sadece kahve alıp kahvaltı olarak tüketebiliyorlar bu güzellikleri.
Şehrin en çok tercih edilen yeme-içme noktalarında biri ise “Time Out Market”. Birçok büyük şehirde şubesi bulunan bu mekan, A’dan Z’ye her türlü yemeğin büfesinin bulunduğu dev bir hangar gibi! Hem kolay hem ucuz 😉
HEDİYELİK: Portekiz’in en önemli hediyelik eşyalarının başında ünlü Portekiz şarapları ve Sobreiro ağacından yapılan Cortiça isimli malzeme ile üretilen her şey geliyor 🙂 Evet her şey! Çünkü bu malzemeden üretilen ürünler sayısız! Anahtarlıktan takılara, ayakkabıdan çantalara, fotoğraf çerçevelerinden bulaşık önlüklerine kadar her şey üretiliyor bu malzemeden. Bu malzemenin bizim dilimizdeki karşılığı aslında “Mantar”, şarap şişelerinin ağzını tıkayan mantardan yani.. (*)
Bunların dışında elbette üzerinde Lisboa ya da Portugal yazan yüzlerce farklı hediyelik eşya da bulabilirsiniz 😉
***
FADO: Kader.. Oldukça arabesk bir müzik tarzı kaldı kulaklarımda.. Melankolik… Sonra biraz aşk, ve daha çok Portekiz’in hasret (saudade) çeken denizcilerinin hüzünlü sesi.. Geleneksel Portekiz müziği denilince insan bir an türkü vari birşeyler bekliyor.. ama çok daha şehirli, çok daha.. nasıl desem.. anlatmak çok zor..daha üst düzey bir sanat formu çıkıyor karşınıza.. Bir halk müziğini bir opera sanatçısından dinlemek gibi.. Ben büyülendim.. Ve hüzünledim dilini hiç bilmediğim denizcilerin hüznüyle… (**)
Bir FADO gecesi için bana tavsiye edilen mekan ADEGA MACHADO idi..
1937de kurulmuş olan bu Fado Evi, o zamandan bu yana hem muhteşem mutfağı hem de birbirinden önemli Fadista’larıyla (Fado Sanatçıları) hizmet veriyor.. Mekanın web adresini yazımın sonunda vereceğim. Oradan merak ettiğiniz diğer ayrıntıları öğrenebilir, Lizbona yolunuz düşerse, bu nezih mekanda bir FADO müziği deneyimleyebilirsiniz. (***)
Eğer uzaklardan FADO dinlemek isterseniz de, FADO’yu tüm dünyaya tanıtan Amalia Rodriguez (1999’da 81 yaşında ölmüş ve öldüğünde Portekiz’de bir hafta yas ilan edilmiş) CDleri ile başlayabilirsiniz 😉 (****)
Bu günlük bu kadar.. bir sonraki yazımda gezip görebildiğim yerleri sizlere aktarıyor olacağım. Sevgiyle kalın..
Eyvallah..
***
Otel: www.mercure.com
Fado Evi: adegamachado.pt
(*)artesdeportugal.blogspot.com
(**) visitportugal.com
(***)10best.com
(****)all-about-portugal.com
Salise
Blogdaki yazını keyifle , aşkla ve bir sonraki cümleni merakla okudum. İlk olarak seni tanımak ve seyahatlerine küçük katkılarda bulunmaktan şahsım adıma her seferinde mutluluk duyarım. Gelelim bloğundaki ilk bölümüne; Mercury Lisbo Almada Oteli sizin güvenliğiniz, konumun güzelliği ve personelin güler yüzlü olması konusunda çok araştırdım fakat işletmecisinin Portekizli müslüman olması, Ramazan bayramında recepsiyonda şeker ikram etmeleri konusunda yazdıklarını heyecanla ve yeniliyorum bir sonraki cümleyi merakla okudum . Çok etkilendim. Sanatı konusunda yazdıklarından yine yeniden çok etkilendi . En keyiflisi ve eğlencelisi istediğin yerde hop on lara binip, istediğin yerde ( hop off ) inmek olsa gerek. Tıpkı Paris, Londra ve Barcelonada …. olduğu gibi. Yemekler konuşunda yorum yapamıyorum ama sana katılıyorum ben de Lisbona gitsen senin blog yazından da kesin pizza ve makarna yerdim. Şıkşığın ve ihtişamın ayrı bir konu 😁. İlk bölümü keyifle ve aşkla okudum. Emrğine, yüreğine sağlık. Akademik hayatında da nice nice başarıların olması dileğiyle. 2. Bölümü merakla bekliyoruz. Sevgiler 🙏🙏
Mine Mutlupoyraz Ataş
Salise Hanımcım.. Öyle incecik cümlelerle ifade etmişsiniz ki hislerinizi, yazacak, diyecek tek kelime bulamadım.. Çok.. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız..
MERYEM
Keyifle okudum. Hissettiğin duyguları bu kadar güzel ifade edebilmek özel bir yetenek. Her zaman söylüyorum, anlatımına bayılıyorum. Devamını merakla bekliyorum.👏👏👏
Mine Mutlupoyraz Ataş
Meryem hocam, desteğiniz çok değerli.. Çok teşekkür ediyorum. Sayenizde, yazma cesaretim katlanıyor! Var olun..
Meliha Sevimli
Tam yorum yapacaktım ki Salise hanım o kadar güzel bir yorum yapmış ki ona katılmamak mümkün değil…Sayende gidip görmüş gibi oluyorum teşekkür ederim kuzum🙏🏻😍😍😍
Mine Mutlupoyraz Ataş
Meliham.. Çok teşekkür ederim:))) Hem Lizbon öncesinde hem de oradaykenki desteğin paha biçilemez.. Seni seviyorum!
Zübeyde
Harika bir seyahat olmuş. Hem ziyaret hem ticaret 😉 o kadar hevesle okudum ki yazını konferansa neden katılmadım minenin israrina rağmen diye hayiflandim durdum. Seninle gurur duyuyorum
Mine Mutlupoyraz Ataş
Canım benimmm 🙂 Çok teşekkür ederim, iyi ki varsın!