Merhabalar!
Bu ayki Soru-yorum röportajımı OSTEOPAT-UZMAN FİZYOTERAPİST Sn. SAMET BEYAZ ile yapma fırsatı buldum.
Kendisine henüz “migren” tanısı konmuş bir hasta olarak, bu aralar fazlasıyla ilgi duyduğum bu konuda merak ettiğim ne varsa sordum. O da -sağ olsun- en ince ayrıntısına kadar, bazen tıp dilinde konuşmak zorunda kaldıysa da, hepimizin kolaylıkla anlayabileceği bir dilde yanıtladı. 🙂
B: Migren nedir? Mekanizması tam olarak nasıl işler?
S.B: Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, migreni olan çoğu kişi, belli faktörlerin migren ataklarını “tetiklediğine” inanır. Bu tetikleyiciler arasında stres veya stres sonrası gevşeme, heyecan, üzüntü, aşırı sevinç, çok fazla veya çok az uyku, kuvvetli ışık, hava değişiklikleri ve çikolata, peynir, kırmızı şarap, kahve ve çay gibi yiyecekler yer alır. Çoğu kadında hormonel değişiklikler veya adet dönemi de migreni tetikleyebilir, ancak ataklar başka zamanlarda da olabilir.
*
Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemi baş ağrısıdır. Genellikle zonklayıcı, ağrılı ve sıklıkla da başın bir tarafındadır.
Ağrı her atakta başın bir tarafından diğer tarafına geçebilir veya başın her iki tarafında olabilir. Bazı durumlarda migren atağından önce nörolojik problemlerde gözlenebilmektedir (konuşma bozukluğu, baş dönmesi, uyuşmalar ve göz problemleri…v.s). Ağrı genellikle yürüme veya merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle şiddetlenir.
*
Ancak migren ’yalnızca bir baş ağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migrendeki baş ağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migrenli insanların çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar. Eğer hiç tedavi edilmezse, migren tipik olarak 4 saat ile 3 gün arasında sürer, ancak süre ortalama 1 gündür.
*
Ağrı kişilerin algısına göre değişen yani kişileri az ya da çok etkileyen bir tecrübedir (Emosyonel Algılama). Bu yüzden ağrı, bir kişi için daha az hissedilir, bir başka kişiye göre daha dayanılmayacak algılanabilir. Bütün değişik bakış açılarına rağmen günümüzde ağrının vücudu korumaya yönelik bir ikaz işareti olduğu konusunda fikir birliği vardır. Bu kişiyi alarm durumuna getirir. Yani kısacası ağrımız olduğu zaman vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini biliriz.
B: Hocam, migrenin nedenlerini sıralayabilir misiniz?
S.B: Bazıları tıbbi terimler içerecek ama başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- FİBROKSİTİK MEME VE GEÇİŞ BÖLGELERİ
- SEROTONİN DENGESİZLİĞİ
- PLATET DÜZENSİZLİĞİ
- KÜRTAJ
- BADEMCİK
- ANJİN
- FARENJİT
- DİŞ- ÇENE KOMPLEKSİ
- AMALGAMLAR
- SERVİKOTORASİK GEÇİŞ BÖLGESİ
- VEJETATİF SİSNİR SİSTEMİ
- ATLANTO-OKSİPİTAL GEÇİŞ BÖLGESİ
- BESLENME(GLUTEN)
- BESİN ALERJİLERİ
- ÖĞÜN ATLAMA
- VİSSERAL
- STRES
- UYKU(DÜZENSİZ)
- HORMONAL DEĞİŞİMLER
- ORAL KONTRASEPTİFLER
- GENETİK YATKINLIK
- ALKOL
- KÖTÜ POSTÜR
- HAVA DEĞİŞİKLİKLERİ
- KİMYASAL MADDELER
- SUSUZ KALMAK
Gördüğünüz gibi migrenin hastadan hastaya değişmekle birlikte bir veya birden çok sebebi olabilir. Önemli olan bu sebepleri tespit edip düzeltmek ve tedavi etmektir. Ben şahsen her migren öyküsü aldığımda bütün kapıları kontrol ediyorum. Kundakçıyı ortadan kaldırdıktan sonra yangını söndürmek çok daha anlamlıdır. Aksi halde kundakçı her yangını söndürdüğünüzde yeni yangınlar çıkarmak için hala oradadır.
B: Ağrının bazen vücudu korumaya yönelik bir ikaz işareti olabildiğini söylediniz. Migren bizi ne konuda uyarıyor olabilir?
S.B: “MİGREN AĞRILARI YIPRATICI BİR DENEYİM YAŞADIKTAN SONRA BİZİ YATIP DİNLENMEYE ZORLAYAN BİR UYUM MEKANİZMASI GİBİDİR” der Frank Vertosick JR. Migren her zaman bize düşman bir sancı değildir . Bizi yoğun stres ve tempodan vücudumuzu kaçırmaya dinlenmeye zorlayan bir uyarı mekanizması olarak da iş görür. Bu sistem hafta sonu veya dinlenme migreni olarak bilinir. İş stresliyken ve yoğunken sizi rahatsız etmez fakat iş stresten kurtulmaya gelince; yeni bir aktiviteden sizi uzak tutmak için bedeniniz size türlü tuzaklar kurabilir. Bunlardan biri migrendir.
Kadınlarda ise migren bazen üremek için uygun zaman olmadığının işareti de olabilir. Bu dönemlerde vücut migren ağrısıyla ürogenital bölgenin bu durum için hazır olmadığını, partnerle ilişkinin zamanı olmadığını göstermek isteyebilir. Migren oldukça ilginç bir problemdir. Migren deyip geçmemek, sebeplerini, bizim gibi hastalık dedektiflerinin bulup, tedavisini ondan sonra ele almaları gerekir. Aksi halde tedavi etmek mümkün değildir.
B: Peki migren nasıl tedavi edilir?
S.B: Ağrı diyince akla ilk gelen şey ilaç tedavisidir. Ancak ağrıya bağlı devamlı kullanılan ilaçlar ağrının daha da şiddetlenmesine sebep olabilir. Ayrıca alınan ilaçların uzun vadede böbrek, karaciğer, mide ve bağırsak gibi hazım organlarında sorunlara yol açabileceğini unutmamalıyız.
B: Hocam, siz migreni ilaçla mı tedavi ediyorsunuz?
S.B: İlaç tedavisinin yanında baş ağrısını azaltmanın veya yok etmenin birçok yöntemi vardır. Merkezimizde, konusunda uzman doktor ve Osteopat tarafından sayacağım yeni tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Amacımız siz değerli hastalarımızın çaresiz olmadığınızı göstermek, doğru tedavi seçenekleri hakkında sizleri bilgilendirmek ve yönlendirmektir.
OSTEOPATİ YÖNTEMLERİ :
OSTEOPATİ + ORTOPEDİK MANUEL TERAPİ : İç organların-kemiklerin-kasların ve sinir sisteminin birbirleri ile olan ilişkisinin düzeltilmesini sağlayan manipülatif bir tedavi yöntemidir.
CRANİO-SACRAL TEDAVİ : Baş ve kuyruk sokumu arasındaki mekanik bozuklukları tespit ve tedavi eder. Hasta için çok rahatlatıcı bir tedavi yöntemidir.
SONUÇ:
Migren hastaları çaresiz değildirler. Bu tür tedavi yaklaşımı vücuttaki yapıların fonksiyonlarının yeniden düzenlenmesine yardımcı olur ve böylece ağrının ortaya çıkmasına yol açan etkenler engellenmiş olur.
Bu yöntemin bir çok hastada etkin olduğunu tecrübelerimizden biliyoruz.
Özellikle vurgulamak istediğim konu; migrenle ilgili o kadar çok tedavi yöntemleri var ki… Bunların çoğunluğu tek bir bakış açısından tedavi etmeye çalışıyor.
B: Örnek verebilir misiniz?
S.B: Elbette:
- Sadece ilaç vererek, vücudu biyokimyasal açıdan dengeye oturtmak ya da ağrıyı bloke etmek.
- Sinir sistemine yönelik bazı enjeksiyon yöntemleri.
- Antidepresan ilaçlar
- Refleks tedaviler
- Bazı cerrahi girişimler
- Akupunktur
- Doğal ilaçlar
- Masaj ve bazı uzak doğu yöntemleri vs. gibi sayabiliriz.
B: Peki bu yöntemlerin hiç etkisi yok mudur?
S.B: Tabi ki hepsi de etkili ama bir noktaya kadar. Çoğu zaman nedene yönelik uygulamalar yapılamamakta ve kısa süreli bir tedavi olarak kalmakta. Migren konusunda ciddi çalışmaları olan değerli doktorlarımızın olduğunu da hatırlatmak isterim.
Biz Osteopatlar olarak bir çok rahatsızlıklarda olduğu gibi, migrende de bütüncül yaklaşıyoruz.
Uygulamalarımız; sinir sistemi( özellikle vegetatif sinir sistemi), organ sistemi, kas-iskelet sistemi, suturlar, membran ve dolaşım sistemine yönelik olup, bu uygulamalarda nerede bir disfonksiyon (işlev bozukluğu) bulmuşsak düzeltip, onu normal fizyolojik sınırlara getirmek suretiyle, kişinin kendi kendini iyileştirme potansiyelini devreye sokabilmeyi amaçlamaktayız.
B: Hocam, hangi alanlarda eğitim aldınız ve bu eğitimlerin “migren” tedavisinde size sağladığı yararlar neler oldu?
S.B: Bu konuyla ilgili aldığım eğitimler:
–FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASTON
-ORTOPEDİK MANUEL TERAPİ
-PSİKO-NÖRO-İMMÜNOLOJİ
-CRANİO-SACRAL TERAPİ
-OSTEOPATİ’dir.
Bütün bu uzmanlıkları almış olmak, bizim bakış açımızı oldukça kapsamlı tutmaktadır. Bize gelen migrenli her 100 hastanın 5’i yarı yarıya, 95’i ise mükemmel düzeyde migrenlerinden kurtuluyorlar. Daha bir çok hastalıklarda benzer sonuçlar alıyoruz.
B: Hocam, bize ve değerli okuyucularımıza vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.
S.B: Ben teşekkür ediyorum ve herkese mutlu ve sağlıklı günler diliyorum .
*
Bir Soru-yorum röportajımızın daha sonuna geldik. Sizlere, naçizane, stresten uzak durmanızı ve gülümsemelerinizi çoğaltmanızı tavsiye ediyor; röportajımızı şu anda okuyan herkese de, “migren”li her hastayı mutlaka uzmanlardan yardım almaya yönlendirmelerini, rica ediyorum.
Yazıma Kanuni Sultan Süleyman Hazretlerinin “Muhibbi”sinden bir beyitle son vermek istiyorum:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi!”
Hadi eyvallah, kalın sağlıcakla..
Not: Uzman doktorumuzun kartvizitini de aşağıda görebilir, migren ve daha bir çok rahatsızlığınızın tanı ve tedavisi için kendisine danışabilirsiniz.
meliha atıcı
Canımm verdiğin bilgiler için çook teşekkür ederim ve herkese sağlıklı bir yaşam dilerim…
ayşegül
Canım benim çok şanlıyızki samet beyle tanıştık.Tedavim 3 buçuk aydır sürüyor ve şükürler olsun iyiyim ve miğren atağım hiç olmadı.Ondan dolayı sevdiğim herkese samet beyi öneriyorum miğren diyip geçmesin kimse 🙂
Mine Mutlupoyraz Ataş
Ayşegülcüm, senin gibi migrenden kurtulmuş birinin yorumu elbette çok kıymetli hepimiz için..Teşekkür ederim! Allah şifa versin, ağrılarımız gitsin, geri gelmesin inşallah 🙂