Merhabalar!
Bu yazımda Lizbon ve civarında, birkaç güne sığdırabildiğim kadarıyla gezip gördüğüm yerleri yazıyor olacağım. Bu yazıyı Lizbon Günlüğü-3 takip ediyor olacak 😉 Keyifli okumalar 😉
1. Marquês de Pombal Meydanı
Lizbon’un en büyük meydanına ismini veren Portekiz tarihinin en önemli kişilerinden biri Marques de Pombal. 1755teki büyük depremden (sel) sonra Lizbon’u yeniden inşa eden mimarın anısına yapılmış heykeli ve bu meydana adını vermiş. Meydanın çevresi çoğunlukla büyük otellerle kaplı. Merkezi bir 5 yıldızlıda kalmak isterseniz, bu meydanı mutlaka düşünmelisiniz;)
2. Parque Eduardo VII:
Lizbon’un merkezindeki en büyük park olan Parque Eduardo VII, 1903 yılında, adını aldığı İngiltere Kralı’nın anısına yapılmış. Parkın, São Jorge Kalesini, Tejo Nehrini ve Almada yarımadasını ve şehri panoramik olarak gören muhteşem bir manzarası var.
Öğleden sonranızı geçirmek için mutlaka uğramalısınız. Kocaman egzotik ağaçlarla dolu olan bu park çimlerde uzanıp kitap okumak, biraz şekerleme yapmak, ya da bir dostla sohbet ederek gezinti yapmak için eşsiz bir yer. Parkın tepesinde Portekiz’in en büyük bayrağının dalgalandığını da not düşelim 😉
3. Belém:
Belem, Lizbon’un en çok ziyaret edilen tarihi ve turistik bölgelerinden biri. Portekiz’in deniz keşifleriyle ilgili anıtlar önemli bir yer tutuyor burada. Belem ayrıca “Pastéis de Belém” adıyla 1837den bu yana üretilen pastalarıyla da ünlü 😉
4, 5, ve 6. Maddeler Belem’de görülecek yerlerle ilgili ve tamamına yürüyerek kolaylıkla ulaşılabiliyor;)
4. Mosteiro dos Jerónimos:
Jeronimos Manastırı, Lizbon’un en büyük manastırıdır. Yapımına 1502de başlanmış ve tamamlanması 100 yıl sürmüş. 1907de Portekiz’in ulusal yapıları arasına girmiş ve 1983te ise UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Aynı zamanda Portekiz’in 7 harikasından biridir. İçinde, Hindistan’a deniz yoluyla giden ilk Avrupalı olan, denizci ve kaşif Vasco Da GAMA’nın da mezarının bulunduğu bu ünlü manastır, Lizbon’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
5. Padrão dos Descobrimentos
Bu devasa anıt, coğrafi keşifler anısına yapılmıştır. 1940ta inşaa edilen anıt, 15. yüzyılda gemilerin farklı yönlere doğru sefere çıktığı Tejo nehri kıyısında ve Belem’de en çok ziyaret edilen noktalardan biri.
6. Torre de Belém:
1519’da yapılan Belem kulesi, ilk olarak şehrin savunmasında kullanılmışsa da, 1500’lerin sonlarından 1600lerin ortalarına kadar politik suçlular için zindan olarak görev yapmış. Mimarisi bakımından eşsiz olan bu kule, hem Portekiz’i hem de doğu ve İslam etkisini muhteşem bir uyumla üzerinde taşıyor. Bu kule de yine Tejo nehri kıyısına konumlanmış ve görsel olarak muazzam izler bırakıyor hafızalarda. Bu kule de 1983te UNESCO Dünya Mirası listesine girmiş ve yine Portekiz’in 7 Harikasından biri.
Gezi yazımın 3. bölümüyle devam edeceğiz. Şimdilik eyvallah ..
Bir cevap yazın