Kimseye pabucunu bırakmayanlara :)

Merhabalar! 🙂

Eğer siz de benim gibi kot gömleklerle uyum sağlayacak parça seçmekte zorlanıyorsanız işte size bir öneri 🙂

Kot gömlekler her yıl alıcı bulur bilirsiniz.. Ben ise şimdiye dek sadece bir kez almış ve onu da yalnız bir kez giyebilmiştim. Gardrobumda durur öyle…Çünkü ona uyum sağlayacak giysiler seçemiyorum bir türlü. Ama artık anladım ki sorun bende değil, gömleğimin tarzında/kesimindeymiş! 🙂

Geçen ay Park Bravo’dan aldığım mini kot gömlekle aynı sorunu yaşamadım çünkü! Hatta oyle guzel ve rahat bir kesimi var ki neyle giyeceğimi şaşırdım (uzun dar spor bir etekle?  Beyaz kot şortla? ya da..??)

E sonuçta ben de, tatilde giyebileceğim en rahat olan çifte karar verdim..yani rahat kumaş bir etek ve sandaletlere!

Mini olmasını dezavantaj olarak görebilirsiniz, ama yüksek bel her şeyin üzerine de bu tarzda minileri kullanabilirsiniz, çünkü çok şık duruyor..

Bordo eteğimi bahar sezonunda Batik’ten almıştım. Mini çiçekli bir gömlekle ve kısa beyaz salaş bir t-shirtle de kullanmıştım daha önce.. %100 polyester, yumuşak ve hafif bir kumaşı var. Hem yazın hem kışın rahatlıkla kullanabileceğiniz türden bir etek. Kışın tercih ettiklerimizi baharda dahi giyemediğimizden, Adanalı arkadaşlar bu durumun kıymetini iyi bilir 🙂

Baharda olsaydık bu kıyafete şu fuları da eklerdim diye düşündüm. Delisiyim çünkü! Yaz sıcağı da tutamaz beni, incecik de olsa bir fular düğümleyiveririm gerek gördüğüm anda! Bu giysiye ince gitmezdi ve ben geçen ay arkadaşımın hediye ettiği baharlık Koton fuları kullanmak istedim.. Giysime bohem bir hava da kattı bence..

Bilekliğim ise yine zevkimi bilen bir dostumun hediyesi, Yargıcı’dan.. Sizin de deri, ahşap, seramik gibi malzemelerden yapılmış takılara merakınız varsa, Yargıcı’ya mutlaka uğramalısınız. Her parçaya bayılıp da, ne alacağınıza karar veremeyeceğinize eminim 🙂

“Moda” ve “marka” takıntım olmadığından, her markayı, outlet’lerini, hiç duyulmamış markaları, ve hatta “pazar malı” dediğimiz markasız giysileri “tarzım” ise tereddütsüz taşırım! Önemli olan ne verdiğim para, ne de etiketi; kıyafetim “beni anlatıyor mu” ona bakarım.. Bu yüzden paylaşımlarımda (birazdan göreceğiniz gibi) markasını hiç duymadığınız, internet siparişi olduğu için mağaza adı bile veremeyeceğim parçalarla karşılaşınca şaşırmayınız, bu benim için normal bir durum çünkü 🙂

***

Geldik son parçaya…Ayakkabımı anlatsam başlı başına bir blog yazısı çıkar o serüvenden:) Ben yine de özetleyeceğim: Geçen yaz- evet bir yıl önce- Trendyol’da bir mağazadan sipariş etmiştim ayakkabıyı. O kadar beğenmiştim ki..ama sadece 39 numarası vardi bu sandaletlerin. 40 numara giymeme rağmen açık ayakkabı olmasına güvenip, belki olur diye dua ederek bir tane 39 numara sipariş etmiştim. Biliyorum, risk aldım. Dar geldi tabi ki 🙂 Hasır iple dikilmiş sert süetimsi bir kumaş olduğundan kalıba da veremedim. Zorla giyince de kenarlarındaki ipler attı bir günde.. Ayakkabılıkta bekledi bir yıl zavallım.. Bu yaz kafayı bozdum onunla. Bir çözüm bulmalıydım giymek için! Sizde de olmaz mı? Ne içine girebilirsiniz o eteğin, ne de kıyıp başkasına verebilirsiniz, işte aynen öyleydi benim için de bu ayakkabı!

Köşkerde aldım soluğu. öyle yapalım diyorum “olmaz” diyor, böyle yapalım diyorum “tutmaz” diyor.. Tam çantaya koyup çıkacaktım ki gözlerimi ışıldatan bir fikir geldi aklıma!  sandaletin burun kısmına doğrı bir kesik atacak, iki yanına zımba yaptıracak ve hasır iplerle bağlayacaktım sandaletimi.. OLUR dedi! ve yaptı usta, ellerine sağlık!

O zımbaları taktı, ben de sandaletime uygun hasır ipler bulup bağladım! sonuç: karşınızda !!!! 🙂

 

İnsan isterse bir yolunu bulur, istemezse de bir bahane bulur derler ya..Aynen öyle işte..

İsterseniz bir yolunu bulursunuz ve kimse sizi sevdiğinizden ayıramaz; bu pabucunuz bile olsa 🙂

 

Gömlek: Park BRAVO, Etek: BATİK, Fular: KOTON, Bileklik: YARGICI, Ayakkabı: DanielaPolo -(Trendyol aracılığı ile)

Hadi eyvallah! 🙂