Yazmak için günlerdir bu anı bekliyordum! Oysa şimdi, nereden başlasam, neler anlatsam diye planlarken saatlerdir tek kelime yazamamış olduğumu fark ettim.. Sözün özü: VENEDİK’i anlatmak zor!
Venedik…
Sular içinde bir şehir.. Ve hiç sahili yok! Tam da bu yüzden, uzaktan baktığınızda Atlas değil de sanki bu kez Poseidon bu şehri başının üzerinde taşıyormuş gibi duruyor.. Öyle narin, öyle emanet bir duruşu var.. Ve şehirdeki tarih kokusu, rutubetten küf tutan duvarların kokusunu bastırıyor…
***
1861’de parça parça “Düklük”lerin yönetiminden kurtulup birleşen ve sonrasında “cumhuriyet”e kavuşan İtalya’nın kısmi özerklik sahibi 20 bölgesinden biri olan VENETO’nun baş şehridir Venedik.* Aşağıda gördüğünüz DÜKLER SARAYI, 9. yyda zamanın dükleri tarafından kullanılmış. San Marco Bazilikasının hemen yanında yer alıyor.
Adını ilk İncil yazarı olarak kabul edilen ve Hristiyanlıkta önemli bir kişilik olan SAN MARCO’dan alan bazilika, Bizans (1063) mimarisinin en görkemli örneklerinden olup 1807 yılından bu yana Venedik Patriği’nin ikametgahı imiş.. Özellikle içerideki altın süslemelerden dolayı Altın Kilise olarak da biliniyor..1204te İstanbul (Constantinopolis) hipodromundan çalınarak getirilen 4 altın at heykeli de kilisenin içerisinde sergilenmekte.. San Marco Meydanında (Piazza San Marco) bulunan bu kilise ve hemen karşısındaki saat kulesi meydanın en güzel yapılarından. Dünyaca ünlü bu kocaman (500x1000mt.) meydanı hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve restoranlar çevreliyor ve bu meydan gece gündüz kıpır kıpır!
Meydana çıkan yollardan birine daldığınızda ise çok geçmeden göreceğiniz muhteşem manzaralardan biri aynen şöyle:
Bir şehrin yüzyıllardır kelimenin tam anlamıyla “denize sıfır” olup da nasıl çürüyüp çökmediğine şaşırmamak mümkün değil.. Kanallar.. kanallar.. kanallar… Labirent gibiler.. Ve her kanal, günün her saatinde görülmeye değer olağanüstü manzaralara gebe..
Sevgiliyle yarım saat sürecek romantik bir GONDOL (gondola) gezisine kişi başı 40 avro öderken, bunu 6 kişilik bir grupla yapmak istediğinizde kişi başı 25 avro ödüyorsunuz. Bu geleneksel Venedik aracını iki kişilik tercih ettiğinizde, şansınız var da sesi ünlü İtalyan tenor Pavarotti’yi aratmayacak güzellikte bir kürekçiye denk gelirseniz, sizden şanslısı yok.. Duvarlara çarpa çarpa yankılanan İtalyan ezgilerinin o muhteşem romantizmin içine kazındığı yarım saat, ömür boyu unutulmayacak anların arasında mutlaka yerini alıyor.. 😉
Yukarıdaki fotoğrafta ise Büyük kanal üzerinde bulunan köprülerin muhtemelen en ünlüsü olan RİALTO KÖPRÜSÜ (Ponte di Rialto) bulunuyor.. İlk olarak 1181‘de ahşap olarak inşa edilmiş olmasının yanı sıra, defalarca yangın, çökme gibi bazı sebeplerden dolayı restore edilmiş, en sonunda ilk versiyonuna uygun bir şekilde taş olarak inşa edilmiş (1591). Bu köprünün, İPEK YOLU ticaretinin başlangıç noktası olarak kabul edildiğini, ticaretin bu bölgede TUZ ticareti ile başladığını ve TUZ ticaretinin de ilk kez burada başladığını belirtmekte fayda var 😉
***
Venedik.. Anlat anlat bitmez, söylemiştim size… Ve daha o kadar çok şey var ki paylaşacak!! Ama bu şehri, illa ki tek kelimeye sığdıracak olsaydım şöyle derdim:
Hem sakin hem capcanlı ruhuyla Venedik benim aklımda hep “şizofrenik” bir şehir olarak kalacak 😉
***
Bu yazımda Venedik merkezinde bir şehir turu yaptık sizlerle.. Bölüm 2’de ise Venedik Maske Festivali ayrıntılarını paylaşıyor olacağım… 😉
Hadi eyvallah… 🙂
Özlem
Venedik’e aşık olup kalbini orda birakan biri olarak sizin anlatiminizla yeniden depreşti askim, kaleminize saglik.. Festival ayrintilarini sabirsizlikla bekliyoruz!! ?
Mine Mutlupoyraz Ataş
Özlemcim, aşık olunacak az şehir var, ve haklisin, Venedik kesinlikle onlardan biri!? ayrica tesekkur ederim guzel sozlerin icin??
Emel Kar
Sizin gittiginiz her yer daha da güzellesiyordur. Devamini ben de sabirsizlikla bekliyorum
Mine Mutlupoyraz Ataş
Ahh tesekkur ederimmmm benim biricik danışmanım???guzel goren gozler olsun sizin etrafinizda da daima!
Tuğba Asya Akillioglu
Harikaa bir yazı! !Merakla bekliyorum devamını. .
Mine Mutlupoyraz Ataş
Canımm! Cok tesekkur ederimm!???
Salise
Venedik sen , kuzeyi-güneyi, doğuyu-batıyı milyonlarca milleti-ırkı birleştiren noktasın. Efsaneler şehri……
Masallar şehri…..
Aşkların şehrisin…..
Kalemine sağlık Minecim çok güzel anlatmışsın adeta kendimi o çağda hissettim desem yeridir…..
Devamını bekliyoruz .
Sevgiler…..
Mine Mutlupoyraz Ataş
Salise Hanımcım, cok tesekkur ederim ince dusunceleriniz icin!Orayı görüpte sevmeyen duymadim henuz!???
meliha atıcı
Seni takip ettiğim için şanslıyım, her anlamda bir çok şey öğreniyorum ayrıca harika bir anlatım, hiç sıkılmadan keyif alarak okuyorum bunun için ve bana kattıkların için çok teşekkür ediyorum!
Mine Mutlupoyraz Ataş
Melihacım,teşekkür ederimm:) ben de senden ve dostluğundan çok şey öğreniyorum, sen de iyi ki varsın! 🙂