Bu mekanla karşılaşmam da tanışmam da bir hikaye konusu ve ben bu hikayeyi anlatmazsam ölürüm 🙂
Belem turu esnasında, Keşif Anıtı’ndan Belem Kulesine doğru nehir kenarındaki uzun yolda yürüyerek ilerliyordum ki yol üzerinde ekmek büfesine benzeyen ama içinde kostümler asılı ve üzerinde Discoveries Studio yazan şu prefabrik kutuyu gördüm.
Ve görür görmez anladım ki bu bir otantik fotoğraf stüdyosu:) Fotoğraf olur da Mine durur mu? Hemen daldım elbette. İçerisi 6 metrekare var ya da yok! Bir sürü eski Portekiz kültürünü yansıtan kostüm asılı içeride. Bir duvara kocaman bir deniz işi dünya haritası, diğer duvara küçük ahşap bir gemi güvertesi ve yerlere de denizcilikte kullanılan bir sürü alet edevat koymuşlar. Üzerime kadife yeşil kostümü giyip şapkamı taktığım gibi kendimi gemide buldum 🙂
Çok keyifli bir çalışmaydı, yaklaşık 40 adet fotoğraf çektiler, en beğendiğimi karta basıp verdiler. Diğerlerini ise düzenleyip kendi isimleriyle tasarlanmış bir usb belleğe aktardılar. İçerisinde bir Lizbon tur rehberi, usb bellek ve çerçevelenmiş fotoğrafımı koydukları şık bir kutu ve çantasıyla sundular.
Gelelim güzel hikayeye:)
Fotoğraflar çekildikten sonra bilgisayar odasından bir kadın çıktı ve bu stüdyoyu nasıl bulduğumu sordu. Ben de Türkiye’den geldiğimi, bunun Osmanlı versiyonunu İstanbul’da daha önce gördüğümü, ama bu denizci konseptini de çok başarılı bulduğumu söyledim. Kadın beni ağzı açık bir şekilde dinledikten sonra ne dese beğenirsiniz?
“İki yıl önce İstanbul’a gitmiştim turistik amaçlı olarak. Orada, Yerebatan Sarnıcı civarında Osmanlı stüdyosu gördüm ve bu fikir çok hoşuma gitti. Portekiz’e dönünce ben de yapmaya karar verdim. 2 yıl sürdü bu malzemeleri toparlayıp bu stüdyoyu hazırlamak. Bugün açtık burayı yani bugün ilk günümüz ve şansa bakın ki ilk müşterim Türkiye’den!”
Ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz! İlk müşterim deyince bir de pazarlık bile atamadım 😀 Ama siz atın pazarlığı yine de 😉 Türk olduğumuzu her yerde bilsinler 😀
Hadi eyvallah 🙂
Bir cevap yazın